Hareme hediye edilen ve kurban olma vasfına sahip bulunan hayvana "Hedy" denir.(300) Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Hedy'in en azı bir koyundur"(301) Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası: "Hedy üç çeşittir. Bunlar deve, sığır ve koyundur" hükmünde ittifak etmiştir.(302)
İmam-ı Merginani: "Nafile, Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettû hedy'lerinin (Kurbanlarının) etlerinden yemek caizdir. Zira bunlar ibadet niyetiyle akıtılan kandır. Tıpkı Udhiyye (Kurban bayramında kesilen) kurbanı gibidir. Sahih olan rivayete göre Resûl-i Ekrem (sav) hedy'nin (Kestiği kurbanın) etinden yediği ve onunla pişirilen çorbadan içtiği bilinmektedir. Bu sebeble tetavvû, mut'a ve kıran hedylerinin etinden yemek müstehaptır. Geri kalan hedy'lerden (Kesilen kurbanlardan) yemek caiz değildir. Zira onlar keffaret için kesilmiştir. Resûl-i Ekrem (sav)'in Hudeybiye'de muhsar olduğu ve hedy'leri (Kurbanları) El Eslemi'nin eliyle gönderdiği zaman o'na (El Eslemi'ye) hitaben: "Sana ve seninle beraber olan kimselere ondan birşey yemek caiz olmaz" buyurmuştur. Tetavvû (Nafile), Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettû hedy'lerinin (kurbanlarının) ancak nahir (Kurban bayramı) günlerinde kesilmesi caizdir, başka zaman caiz olmaz"(303) hükmünü beyan etmektedir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Mina'nın her tarafı hayvanın kesileceği (kurban edileceği) yerdir. Mekke'nin içindeki cadde, sokak ve yolların tamamı (Kurbanın) kesileceği yerdir"(304) buyurduğu bilinmektedir. Nahir günlerinde Mina'da kesmek müstehabtır. Hedy'lerin tamamının Harem dahilinde kesilmesi şarttır.(305) Başka yerde caiz olmaz. Mümkün olduğu takdirde, hedy'in (Kurbanın) bizzat mükellef tarafından kesilmesi daha efdaldir. Zira Resûl-i Ekrem (sav) "Vedâ" haccında yüz tane deveyi hedy olarak sevketmiş ve bunların büyük bir çoğunluğunu bizzat kendisi kesmiştir. Geri kalanların kesilmesini de Hz. Ali (ra)'ye emir buyurmuştur. Kurbanın bizzat mükellef tarafından kesilmesinde; huşû ve kalbi bağlılık daha sarihtir. Ancak kurban kesmeyi bilmiyorsa; bir başkasının kesmesi de caizdir. Resûl-i Ekrem (sav)'in Hz. Ali (ra)'ye hitaben: "Hedy'lerin (kurbanların) yularını ve çullarını sadaka olarak ver. Kasab ücretini de kat'iyyen onlardan verme"(306) buyurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla kasab ücreti hedy'in (kurbanın) etinden verilmez.
Udhiyye'de (Kurban Bayramında kesilecek olan hayvanda) aranan bütün vasıflar, Hedy'de de aranır.(307)