Karamsarlik...


Sabah'in erken saatleriydi.

Her gün mutad olarak alisagelmis oldugu isleri ile mesguldü. Mutfagin ortasinda, bir eli ile tencereyi tutarken gözü ile duvara asili resime takili kaldi.

Yirmi yil öncesine ait bir resim. Beyaz gelinlikleri icerisinde, elinde bir demet cicek ile beyinin yaninda mutlu bir görünüm arz ediyordu.
Derin bir nefes cekerek " zaman ne de cabuk geciyor" demekten kendini alamadi...
"Körpecik, gencecik vücudumuz nasilda hemen yaslanivermisti" düsüncesine engel olamamisti.

Elindeki tencere yere düsmüs müthis bir ses ile hayal aleminden geriye dönmek mecburiyetinde kalmisti.

Korkmustu...

Esi günler öncesinden gitmis oldugu bir is icin henüz daha dönmemisti. Aslinda buna alisikti ancak tencerenin ve kulaklari cinlatircasina cikarmis oldugu ses icine bir korku salmisti..Sebebini bilemiyordu ancak son günlerde yasanan (siyasi) olaylar kendisinide rahatsiz ediyordu
- Dünyanin binbir türlü hali var, aman ALLAH korusun, diye mirildandi...
- Sen bilirsin rabbim, diyerek isine koyulmaya karar verdi..

Mutfagina son derece ehemmiyet verirdi. Mese agacindan özenle yapilarak hazirlanmis olan mutfak ekipmani islerinde kolaylik sagliyordu. Girisin hemen sagi basinda yesil renkli ve hattat usulü ile islenmis bir sandalye vardi. Buraya oturmayi cok seviyordu. Pencerenin dibindeydi. Buradan disariyi seyretmenin zevki bir baskaydi. Ancak pencerenin önünde yine toprak dökümü ve memleket hatirasi kocaman bir vazo. Vazonun icini süsleyen ve "hayvancagizlarim benim" diye özenle baktigi sarmasiklar vardi. Her ne kadar görüntüyü engellesede evin kadini bunlara dokundurmuyordu..

Zamanin geregi! olarak kabul edilen ve bir mutfak icinde olmasi gereken tüm beyaz esya aletlerine sahipti.
bulasik makinasi, firin, ocak, sogutucu, buzdolabi, kahve makinasi, mikser vs...
Her sabah severek girdigi mutfaginda bu sabah yasadiklari biraz tuhafina gitmisti. Önce tencere olayi sonrasinda resimde gecmisi hayal etmek. Bunlara pek alisik degildi...
- Sol'umdan da kalkmadim ama!

Firina attigi patatesleri elindeki tutak ile almaya calisirken nasil oldu ise siyirmis oldugu kolun acik kalan kismi firina temas etmisti. Tepsiyi elinden firlatti. Bereket tepsi yere degil firinin icine düsmüstü. Bir kac patates zayi olmustu.
Bir gözü ile zayi olan patatesleri incelerken bir yandanda agzi ile yanan yerini üflüyordu...
- ALLAH, ALLAH! hayirdir insaALLAH, diyebildi.

Aliskanlik haline getirdigi üzere buzdolabina dogru ilerledi. Bir yandan eli ile yanik yerini tutarken kafasini buzdolabinin kapak yerine dayadi, egilerek acmaya calisti. Olmuyordu. Zorladi, bir daha zorladi. Disleri ile kapi kolunu tutmaya calisti. Iyice yapismaya calisti, tam cekecekti ki disleri kaydi. Müthis bir sanci hissediyordu...
Buda yetmiyormus gibi sallanan buzdolabinin üstünde bulunan mikser oldugu yere kapaklandi..
- ALLAH'im, diye feryad isitildi...

Kolundaki yanigida unutmustu artik. Bütün bu olanlara anlam veremiyordu. Buzdolabinin önüne cökmüs oturdugu yerde aglamakli bir hal alarak bir seyler mirildanmaya basladi...
- Nedir bu basima gelenler, ALLAH'im nedir benim g......
Kapi zili calmisti...
-Bu saat de kim ola ki, ancak istemeyerekte olsa yerinden kalkti ve kapiya dogru ilerledi. Icinde bir endise vardi.
- Acaba !

Bütün bu olanlardan sonra bunu kaldiramayacagini düsündü..Bir an kapiyi acip acmamakta tereddüd etti. Geri dönmeye niyetlenmisti ki kapi zili bu kez iki defa üst üste caldi...
Baska care yoktu, acmaliydi. Ve öyle yapti...

Kapida bir bayan duruyordu. Orta boylu, esmer tenli, gülec yüzlü, özenle secilmis elbiseler icerisinde ve yanaginda gülücüklerinden beliren gamzesi ile komsusu karsisinda duruyordu...
- Hayirli sabahlar, Ferhande hanim !
- Hayirli sabahlar, buyur. iceri gecelim...
- Gelmeyecegim sagol. Beyin aradi az önce yola cikmis.
Bir an durakladi, neden evi aramamisti. Karamsar bir tavir ile...
- Himmh, öyle mi sagol canim, iceri buyursaydin!?
- Yok tesekkür ederim sagol.
Feraye hanim da kaslarini hafifce catmis olanlara bir anlam verememisti. Tam dönüp gidecekken
- Ferhande hanim, yaramaz bir durum yok degil mi ?
- Yok canim, sagol düsündügün icin. Firinda patates kizartirken hafifce kolumu yaktim o kadar
- Öyle mi gecmis olsun
- Sagol canim
- Neyse bana müsaade, ben haber vereyim demistim
- Tamam tesekkür ederim
Ferhande hanim komsusu gözden kayboluncaya kadar bekledi ve sonra kapiyi örtmüstü ancak aklinda sorular yumagi olusmustu.

Neden evi aramamisti, neden komsuya haber verdi?

Kapinin önünde bir süre öylece kalakaldi. Bu tür durumlari firsat bulan Iblis de bos durmuyordu. Ferhande hanimin aklina olur olmaz her sey gelmeye baslamisti. Aslinda hemen karamsarliga kapilan bir kisiligede sahip degildi. Belliki yasadigi su kisa an icerisindeki olumsuzluklar ruhunu karartmisti. Aydinliktan eser kalmamisti.
- Yoksa, yoksa...amaaan sacmalama... ya bir de dogruysa, günlerdir gelmedi hicte bu kadar uzatmazdi.
- ALLAH'im sen aklimi koru...
Hizli adimlarla mutfaga dogru yürüdü. Telasliydi. Firinda patatesleride unutmustu
-Eyvah yaktik, diyebildi...

Elini firina uzattiginda sicaklik hissedemedi. Basini kaldirip ocagin dügmesine bakti, acikti. Sicak olmasi lazimdi. Ocagi acti biraz bekledi. Isinmiyordu. Bir türlü anlam veremiyordu. Bunalmaya basladi
- ALLAH, ALLAH evde cinler mi geziyor, ne !

Aklina komsusu geldi. Alelacele komsusuna gitmeye karar verdi. Salona geldiginde aliskanlik haline getirdigi icin salon lambasinin dügmesine basmis kapiyi acmisti. Tam disari cikiyordu ki birden geri döndü...
- ALLAH senin hayrini versin, Ferhande!
Avam dili ile sanki bir "jeton" tik dedi beyninde. Mutfaga dogru ilerledi lambayi yakmaya calisti, yanmiyordu.

Gelisen olaylar karsisinda kasilan bütün bedeni birden hafiflesti, derin bir nefes aldi. Sigorta kutusuna dogru ilerledi. Kapagi actiginda düsüncelerinde yanilmadigini anlamisti. Sigorta atmisti.
Dügmeyi yukari kaldirdi. Mutfaga dogru ilerledi. Ortaligi toplamam lazim diye düsündü. Yerde kirik dökük duran mikseri eline aldi basini yukari kaldirdi. Koyacak yer ararken gözü tekrar duvardaki resme ilisti...

Sigortanin attigindan habersiz olarak neler de düsünmüstü. Kendinden utandi.

- ALLAH'im affet beni. diye dua etti.

Resimde kocasinin güleryüzüne bakarak

- Hakkini helal et! canim, diyebildi...

 

selam ve hürmetlerimle...

Oy Ver :
 Puan:5     Oy Sayısı :1
    

 
 
Anasayfa Forum Radyo İlahiler Video Hatim Ziyaretci Defteri Üyelik İletişim Radyo Sitene Ekle

EmreBerlin sitesi için özel yazılmıştır 2000 - 2012

SincanSoft.com