İNSANIN doğru  YOLU

 

O, göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoludur.” Şuara 53

 

İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu gerçekleştirmeyi he­defleyen İslam, dosdoğru yolun ta kendisidir.

 

O, hayatın bütün alanla­rında dengeyi sağlayan ilahi bir nizamdır.

 

Allah'ın yolunu iz­leyen İslam toplumu da, her türlü aşırılıklardan arınmış örnek ve mutedil bir toplumdur.

İlk nesil Müslümanları ise bu doğru ve dengeli yolun örnek kişileri olmuşlardır.

 

Çünkü onlar, İslam düzenine hayat verip sonraki nesillere güzel ve kalıcı örnekler bırakmışlardır.

 

Kur’an, İslam'ın mutedil yapısının ve sahih uygulamasının korunmasını sağlamak için, insanda bulunan maddi ve manevi eğilimleri dengede tutan kesin ölçüler ve açık hükümler koyar.

 

 Bunların başında da, 'heva ve hevesle hareket edilmemesi" ge­lir.

 

O, vahyin açık beyanları ve Peygamber (as)'in örnek uygu­lamaları dururken, insanların kendi heva ve hevesleriyle hareket et­melerini doğru bulmaz.

 

Kur’an, muhatap kabul ettiği insana çok yer ve değer verir.

 

Onu, sahip olduğu özellikler ve konumu gereği İslami hayatın temel taşı sayar.

 

Çünkü insan, kul olarak Allah'a inanma, İs­lam'a bağlanma ve halife olarak da dünyada aktif olup görevle­rini yapmakla yükümlü bir varlıktır.

 

Şu halde, insanın atıl kalmasıyla bir bakıma hayat da durur; müspet gelişme ve iler­leme adına ne varsa yok olur. İnsanın yapısı dikkate alındığında onun, "hidayete" muhtaç olduğu görülür. Bu ihtiyaç ancak İs­lam'ın dengeli yapısını, Kur’an’ın rehberliğinde hayata geçir­mekle karşılanabilir.

 

Hemen belirtmeliyiz ki insandaki temel zaaf Allah'ı yok saymasından çok O'nun yanına veya yerine başkalarını koyma; ya da kendi nevasını ilah edinme noktasında odaklaşmaktadır.

Nitekim Kur’an-ın in indiği dönemde, Mekke'deki müş­rik toplumun yapısı dikkate alınırsa, onların da Allah inancına sahip oldukları, gökleri ve yeri yaratan Allah'a inandıkları gö­rülür. Bununla birlikte Kur’an, böyle bir toplumun din anlayışı­nı değiştirmek ve düzeltmek için vahy edilmiştir. Demek ki Kur’an, öncelikle tevhidi inancını yerleştirmeyi, zihinlerdeki ve pratik hayattaki şirk şekillenmelerini gidermeyi hedeflemiştir. Doğru ve dengeli bir İslami hayat sürmek isteyen her insan, dikkatini Kur’an'ın bu hedefine çevirmeli ve onun amacına uy­gun bir yol izlemelidir.

 

Fert ve toplumun ıslahını hedefleyen Kur’an'ın amaçlarından biri de, insana Allah'ın kendinden razı olacağı davranış şekilleri kazandırmaktır. Bu amacını gerçekleştirmek için Kur’an, insana ilahi ölçüler sunar. Hayata bizatihi bu ölçülerle bakılmasını ister. İnsanların kendi nevalarını öl­çü edinip bunları sistemleştirmeleri halinde, nefislerde başlayan bozulmanın, kısa sürede toplumsal tehlikeye dönüşebileceği uyarısında bulunur. Gerçekten de insanoğlu, aklını ve iradesini vahyin rehberliğinde kullanmadığı sürece yanılmakta; hak dinin sunduğu doğru yoldan uzaklaştığı nispette de yeryüzünde kö­tülükler artmaktadır.

 

Özellikle insanların hayatına egemen olan ayartıcı ve saptı­rıcı güçler. Kur’an ve sahih sünnetin öngördüğü şekilde dengeli ve kapsamlı bir İslami hayata imkân tanımamaktadır. Bunun neticesinde de, insanların hayat, bir takım şer unsurlarla kuşa­tılmış, inanç ve ahlak alanındaki sapmalar da alabildiğine bü­yümüştür.

Kur’an ve sünnet eğitiminden yeterince nasibini alamamış insanların, İslam'ın mutedil ve muhtevalı yapısından uzaklaş­maya başlamaları, asırlara uzanıyor. Kur’an ve sünnet eğitiminin eksiksiz ve doğru olarak verildiği, İslam'ın özgür biçimde yaşandığı bir ortama kavuşmak için insanlar gereken gayreti gösteremiyorlar.

Bu olumsuz gelişmeler nedeniyle, sosyal hayatımız tevhit ve adaletin hakim olduğu bir yapıya kavuşamıyor. Nitekim bugünkü Müslüman kitlelerin izledikleri yolu, Kur’an ve İslam'ın ilk uygulamaları ışığında incelediği­mizde, pek çok İslam dışı unsurları içerdiği açıkça görülmekte­dir.

 

 Kur’an'ın sesine kulak verdikleri ve onun gösterdiği yolda yürüdükleri sürece İnsanlar mutlu olurlar.

 

Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Başka yollara sapmayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınasınız diye Allah size bunları emretti. (En’am 153) mealindeki ayet, mümin kalıp mutlu olmanın yolunu göstermektedir.

 

Arifan

 

 

 

 

Oy Ver :
 Puan: 0     Oy Sayısı : 0
    

Yorumlar
 

ALLAH razi olsun... cok anlamli paylasim cok tsk ederim emeginize saglik...

 

Kur’an, muhatap kabul ettiği insana çok yer ve değer verir. 


.........................................
Hersey Allah (C.C.) Rizasi icin!
         

Allah  razı olsun paylaşımızın için.

Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Başka yollara sapmayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınasınız diye Allah size bunları emretti. (En’am 153)

Rabbim cümlemize dosdoğru yoldan dosdoğru gitmeyi, inançla kendisine kavuşmayı nasip eylesin. Amin


.........................................
Ne Olur Bizleri Affet ALLAH'IM.
         

Rabbim dogru yoldan ayirmasin  emeginize saglik


.........................................
         

 
 
Anasayfa Forum Radyo İlahiler Video Hatim Ziyaretci Defteri Üyelik İletişim Radyo Sitene Ekle

EmreBerlin sitesi için özel yazılmıştır 2000 - 2012

SincanSoft.com