BİR DUA
Allahım! kapına geldim! İlahi! Kırdım onarmaya geldim, bozdum yapmaya
geldim. Kusur ettim affına geldim. Kaçtım, kaçtım; sonunda döndüm yine sana
geldim. Ne olur beni affet! Allahım! Biz küçüklerin işi kusur, sen büyüğün işi
aftır. Büyüklüğünle muamele ayle bana ey merhameti bol Allahım! Sen
"Kullarım sana beni sorarlarsa(bilsinler ki) ben onlara yakınım. Bana dua
ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm"[Bakara, 186] Şimdi
yakınlığını hissediyor ve duamı kabul buyuracağına büyük ümit besliyorum. Ne
olur ümidimi boşa çıkarma Allahım! İtiraf ediyorum Allahım! Yüceliğine yaraşır
davranmadım. Nankörlük yaptım, nimetlerine şükretmedim. Sana gereği gibi ibadet
etmedim! Allahım! Beni sürekli büyük bir şefkatle dostluğuna çağırdın, kötü
yollara karşı uyardın. Ama dünyanın geçici zevleriyle ve şaşasıyla sarhoş
olduğumdan hiç kulak asmadım! Hep kaçtım senden! Allahım! Nefsimle büyük
mücadeleler verdikten sonra kararımı verdim; seni, rızanı, dünya ve ahiret
mutluluğunu seçtim. Bunlar, karşılığında kaybedeceklerim ne olursa olsun,
tercihe değer şeyler; ister makam-mevki, ister mal-mülk, ister eş-dost, ister
zevk-sefa olsun. Seni ve dostluğunu kazandıktan sonra onları tekrar
kazanabilirim; hatta daha iyisi ile. Seni ve dostluğunu kaybettiğimde ise dünyaya
sahip olsam ne yazar ki? İşte geldim Allahım! İlahi! Rahmetinin herşeyi
kuşattığını bildimde geldim. Hoşgörünün enginliğini bildim de geldim. Dünya
dolusu günah işleyeni, tövbe edip kapına geldiğinde bağışladığını bildim de
geldim. Yoksa bunca günahı olan bir köle efendisine dönermi hiç? Allahım!
Önümdeki engelleri kaldırıp beni huzuruna getirdiğine ve önünde diz çöküp özür
dilemeye muvaffak kıldığına göre; kalbimi bu güzelliklere açtığına ve üzerime
rahmet yağdırdığına göre... demek beni seviyorsun, evet demek ki beni
seviyorsun; çünkü sen bunu sevdiklerine yaparsın. Ne olur Allahım! Bu sevginin
hatrı için, kabul buyur dergahına! Ve seni daha iyi tanıma, sana daha çok
yaklaşma imkanı ver! Amin..!