Doyasıya seyredilir, Hira nur dağı yamaçları,
Bir göre bilsem ‘Resûle’selam veren ağaçları
Cennetül Mualla’dadır, dava arkadaşları.
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.
Bekler durur, makamı İbrahim, babusselam
Kokuyor misk gibi, tütsü yor buram buram.
Günde yüz yirmi şifanın indiği Bey tül Haram.
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.
Mescidi Hayıf, enbiyalar durağı, namazgahı.
Mina’dan ötesi,Müzdelife,mübarek Arafat dağı.
Göz kamaştıran,mor sümbüllü bahçeleri bağı.
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.
Görsen şaşar kalırsın, o mukaddes diyarı.
Zül mecâz,Zülmecenne, Okaz panayırı.
Şimdi yerinde yerler esiyor görülmez gayrı.
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.
Yüzlerce deve sürüsünü güderdi Rukkana,
Yan bakılmazdı, namı duyulmuş pehlivana.
Sırtı yere geldi, dokununca ‘Resûlün’ eli ona.
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.
Mekke den Taife dolambaçlı çileli yollar,
Kırılsaydı ‘Resûle’ taş atan eller kollar.
Nur getiren elçiyi insan böyle mi karşılar?
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin
Meleklerin tavâf ettiği yere, yükselen nûra,
Gönüller doymaz seyrine, ey Ümmül Kûra!
Gören gözler çeşme olur, yanar ağlar sana..
Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin.